toprak — toprak, I, 15, 185, 198, 267, 278, 467, 514; I I, 305; III, 19, 22, 80, 183, 434 §ag ız toprak … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
toprak — is., ğı 1) Yer kabuğunun, toz durumuna gelmiş türlü kütle kırıntılarıyla, çürümüş organik cisimlerden oluşan ve canlılara yaşama ortamı sağlayan yüzey bölümü Kara toprak. Kireçli toprak. Killi toprak. 2) sf. Yer kabuğunun bu bölümünden yapılmış… … Çağatay Osmanlı Sözlük
toprak hukuku — toprak üzerindeki mülkiyet rejimini, toprağın işletilmesiyle ilgili hususları düzenleyen hukuk … Hukuk Sözlüğü
Toprak-kala — 41.9272560.822917 Koordinaten: 41° 55′ 38″ N, 60° 49′ 23″ O … Deutsch Wikipedia
Toprak-kala — Toprạk kalạ, Ruinenstätte in der Karakalpakischen Republik, Usbekistan; Stadtanlage mit gewaltigem Burgkomplex aus der Frühzeit des Reichs Charism. Der Palast der Burg war zweistöckig und enthielt zahlreiche mit Skulpturen und Malereien… … Universal-Lexikon
toprak bilimci — is. Toprak bilimi uzmanı, pedolog … Çağatay Osmanlı Sözlük
toprak çimento — is. Çimento ve su katılarak sıkıştırılmış toprak … Çağatay Osmanlı Sözlük
toprak hukuku — is., huk. Toprak üzerindeki mülkiyet rejimini, toprağın işletilmesiyle ilgili hususları düzenleyen hukuk … Çağatay Osmanlı Sözlük
toprak rengi — is. 1) Toprağın sarı veya yeşile çalan rengi Duvarlar, bütün ışıkları yutuyor, halkın üstüne bir toprak rengi dökülüyor. M. Ş. Esendal 2) sf. Bu renkte olan … Çağatay Osmanlı Sözlük
toprak doyursun gözünü — gözünü toprak doyursun … Çağatay Osmanlı Sözlük
