keče — kȅče sr <G ta> DEFINICIJA reg. etnol. bijela muška polukuglasta kapa, dio albanske narodne nošnje ONOMASTIKA pr.: Kȅča (230, Zagreb, Lika), Kečánović (Koprivnica), Kéčević (Zagreb) ETIMOLOGIJA alb. keçe … Hrvatski jezični portal
keçe — keçe, II I, 219 karpuz ve hıyara ben2er şeylerin taşındığı sele ve sepet III, 220 gece, III, 219 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
Keçe — Janitscharen mit Keçe Keçe (osmanisch كچه, „Filz“) war eine den Kopfbedeckungen der Derwische nachgemachte Mütze der osmanischen Eliteeinheit der Janitscharen. Ihr Name entspricht dem türkischen Wort für … Deutsch Wikipedia
keçe — is. 1) Yapağı veya keçi kılının dokunmadan yalnızca dövülmesiyle elde edilen kaba kumaş Belki on aile keçelerden, kilimlerden çergelerini meyve ağaçlarının altlarına kurdular. Ö. Seyfettin 2) sf. Bu kumaştan yapılmış olan Keçe çadırların içi… … Çağatay Osmanlı Sözlük
keçe külah olmak — esk. ordudan veya resmî görevden çıkarılmak Askerde, vüzera, rical dairelerinde keçe külah olmak kıyafeti soyulup tardedilmek demek idi. A. Rasim … Çağatay Osmanlı Sözlük
keçe — nemed, palas, yapıncık (geçe) pepe, budala, avanık, serseri, ahmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
keçe — yün … Beypazari ağzindan sözcükler
keçe külah etmek — aldatmak, kandırmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
keçe oyunu — bir nevi oyun, bir şey tofrak ya yumrukda gezilmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
teptim keçe oldu, sivrilttim külah oldu — bir şeyi işine geldiği gibi gösterenler veya yorumlayanlar için söylenen bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük